rielli kasim banner 1

solarex 400x85

solar storage banner

nextgen banner

Küreselleşen Dünyamızda Çevre Sorunları Neler?

kuresellesen dunyamizda cevre sorunlarimiz neler
“Dünya nüfusu hızla artmakta ve 2008 yılı itibari ile yaklaşık 6.7 milyar kişiye ulaşmıştır.

(Population Reference Bureau, 2008:3) Artan nüfusla birlikte talepler de aynı şekilde her geçen gün artmakta ve çeşitli sorunlar oluşmakta, çevre sorunları da bunların içinde yer almaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, hızla ilerleyen sanayileşme, giderek azalan, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan dünyamızın doğal kaynakları ve bütün bunların üzerinde katlanarak artan nüfus, 21. yüzyılda gelecek konusundaki çevresel endişeleri dile getirmektedir. Çevre sorunları artık yalnızca ülkelerin sorunu değil, bu yaşlı gezegende yaşayan ve 6.7 milyarı aşan tüm insanlığın ortak sorunu olmuştur. Şimdi bu ortak düşmana onu yaratan ve ortaya çıkaran biz insanlar çözüm bulmak, somut öneriler getirmek ve tüm olanaklarımızla ona sahip çıkmak zorundayız. Yaşlı gezegenimizi, insanlık tarihinin en amansız hastalığı olarak tanımlanabilecek çevre sorunlarına kalıcı çözümler bulmak durumundayız.”

Küreselleşme, ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin ve dünya görüşlerinin alışverişinden doğan bir uluslararası bütünleşme sürecidir. Küreselleşme kavramının en çarpıcı özelliklerinden biri, olası etkilerinin çok sayıda ve çeşitli olduğu izlenimini vermesidir.

Küreselleşmenin dünya üzerindeki etkileri nelerdir?

  • Günümüzde çevre sorunları son yıllarda giderek artış göstermiş ve ulusal ülkeler bu konunun ciddiyetini giderek daha fazla anlamıştır. Bunun nedeni, çevre sorunlarının sınır tanımaksızın insan hayatını, her yerde tehdit eder olmasıdır.
  • Küreselleşme sürecinin etkileri dünyada farklı şekillerde hissedilmiştir.
  • Örneğin bilgiye ulaşım artmış, kültürler birbirine yaklaşmış, insanlar daha modern bir yaşam seviyesine ulaşmış ve hatta uluslararası alanda Dünya Bankası, uluslararası para fonu, Dünya ticaret örgütü gibi birçok yeni kuruluşlar oluşmuştur.

Son yıllarda dünyada olan iklim değişiklikleri, sıcaklıkların artması, buzulların erimesi, fırtınalar ve doğal bitki örtüsünün değişim göstermesi uluslararası alanda birçok ülkenin beraber hareket etmesini sağlamış ve uluslararası sorun sayılmaktan çok, küresel sorun olarak kabul edilmiştir. Doğayla insanoğlu arasındaki ilişkide, dengeler doğanın aleyhine iyice bozulmaya başlamıştır, insanlığın elindeki üretim, doğanın kendini koruma, yineleme olanakları ile toleranslar dahilinde kalabilmesi oldukça güçleşmiş ve bazı yerlerde hemen hemen tamamen geri dönülmez bir sürece girmiştir.

Mevsimler değişmekte, buzullar erimekte, ormanlar acımasızca katledilmekte, denizler kirletilmekte, soluduğumuz hava zehirle yüklenmekte, kulaklarımız, gözlerimiz ve beynimiz; gürültü, beton ve metal kirliliği ile doldurulmaktadır. Bir yandan insanlığın devamı sağlanırken, diğer yandan gelecek kuşakların tercihleri inanılmaz süratle yok edilmektedir. Diğer bir deyişle; kaynakların bugünkü ihtiyaçlara yetmesi sağlanırken gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılayabilme olanakları sorumsuzca ellerinden alınmaktadır.

kuresellesen dunyamizda cevre sorunlarimiz neler 1

Yeryüzünün karşı karşıya bulunduğu bu çevre sorunlarının küresel karakteri insanlığın en büyük ortak endişesidir. 20.yüzyılda ortaya çıkan ve 21. yüzyıla devam eden temel sorunlar küresel ölçekte; iklim değişikliği, sınır aşan su ve hava kirliliği, kimyasal kazalar, tehlikeli atıkların taşınımı gibi sorunlardır. Çevre ile ilgili bu sorunlar bu konuda birçok kişinin ve bilim adamının dikkatlerini uluslararası çevre antlaşmalarına vermesini sağlamışlardır. Bu antlaşmaların bazıları ozon tabakasının korunması, okyanusların korunması, hava kirliliği ve iklim değişikliği gibi sorunları içermiştir (Sonnenfeld & Mol, 2002:1323). Bir yandan insanlığın devamı sağlanırken, diğer yandan gelecek kuşakların tercihleri inanılmaz süratle yok edilmektedir. Diğer bir deyişle; kaynakların bugünkü ihtiyaçlara yetmesi sağlanırken gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılayabilme olanakları sorumsuzca ellerinden alınmaktadır. Üzerinde durulması ve tartışılması gereken en önemli nokta gerek kalkınmanın gerek kaynakları kullanmanın tahrip edici, bozucu bir şekilde değil, devamlılığı sağlayacak bir anlayış içinde ele alınması ve yönetilmesidir. Çevre sorunlarının sınır tanımazlığı, bu sorunların çözümünde çok yönlü bir iş birliği ve eşgüdüm ortamını gerekli kılmıştır. 21. yüzyılın çevre gündemini belirleyen bu temel sorunlar 1980'li yıllardan itibaren uluslararası faaliyetlerin gerçekleştirilmesine yol açmış ve bunun sonucunda oluşan uluslararası çevre antlaşmaları, çevrenin korunması ve yönetilmesi içindeki rolü giderek artmıştır (Sonnenfeld & Mol, 2002:1323). Ancak yapılan araştırmalarda her bir ülkenin ulusal olarak çevre antlaşmalarına ve uluslararası alanda iş birliği büyük farklılıklar göstermiştir (Recchia, 2001:2). Buna bağlı olarak uluslararası faaliyetlerin söz konusu sorunları gidermede etkili olamamaları gelecek için ciddi kaygılara yol açmış ve konunun küresel ölçekte ele alınarak ortak çözüm yollarının belirlenmesi ve yeni politikaların geliştirilmesi ihtiyacını doğurmuştur.

Küreselleşmeyle gelen çevresel sorunlar nelerdir?

  • Nükleer kazalar
  • Genetik kaynaklar ve biyolojik çeşitlilikteki kayıplar
  • Kaynaklar ve yeraltı suyunun kalitesi
  • İklim değişikliği
  • Orman tahribatı
  • Atıkların imhası
  • Nükleer atıklar
  • Kentsel hava kalitesi
  • Doğal kaynakların korunması ve hassas eko sistemler
  • Sanayi kazaları
  • Denizlerin doğrudan akıtma veya boşaltma ile kirlenmeleri
  • Tehdit altındaki türlerin korunması
  • Atıklar
  • Yeryüzü ve atmosfer arasındaki su alış-verişindeki değişiklikler
  • Büyük nehir ve göllerin yönetimi
  • Çölleşme
  • İçme suyu temini ve güçlükleri
  • Turizmden kaynaklanan baskılar ve değer kayıpları
  • Gıdalarda hijyenik ve kalite güvenliği
  • Kentsel atıklar
  • Dayanıklı organik bileşiklerin canlılarda birikimi
  • Enerji ihtiyacının giderilmesi ve üretim sırasında ortaya çıkması muhtemel riskler ve kirliliklere karşı güvenliğin sağlanması
  • Toprak erozyonu
  • Yüzeysel suların mikrobiyolojik kirlenmesi
  • Denizlerde petrol döküntülerinin çevre kirliliğine yol açan tabaka ve alanları
  • Deniz seviyesi yükselmesi
  • Toprakların aşın ve yoğun kullanımı
  • Endüstriyel hammaddelerde açık
  • Deniz kıyılarındaki erozyon
  • Doğal radyoaktivite (Radon)
  • Tarım alanlarındaki kayıplar
  • Sulak alanların kurutulması
  • Seller, kuraklıklar, fırtınalar
  • Toplum hekimliği
  • Peyzaj değişikliği
  • Gürültü
  • İş sağlığı
  • Kültürel mirasın kaybı
  • ismik faaliyetler, volkanlar
  • Zararlı böcekler ve çekirgeler
  • Sıcak su kirliliği

Evet, biz bu maddelerin birçoğunu ülkemizde de yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz. Sadece bu saydıklarımız değil tabi ki…

Son zamanlarda oldukça gündemde olan “müsilaj” sorunu da bunlardan biri ve küreselleşen dünyada çevre sorunlarından oluşan bir faktördür. Kısacası biz dünyaya ne verirsek mutlaka karşılığını kat kat fazlası ile almaktayız. Kendini bu kadar muazzam bir şekilde yenileyebilen bir döngüyü biz insanlar bozmaktayız. Ülkemizde bunun örneklerine bakmaya ne dersiniz…

Ülkemizdeki müsilaj sorunu ve kaybedilmeye yüz tutan denizlerimiz,

kuresellesen dunyamizda cevre sorunlarimiz neler 2Bunlar sadece buz dağının görünen yüzü peki ya görmediklerimiz yada görmek istemediklerimiz ne olacak?

Marmara Denizi'nde bir taraftan müsilaj sorununa çözüm aranırken diğer taraftan uzmanlar müsilajın denizin en dip noktalarındaki etkileri üzerine incelemelerini sürdürüyor. Bununla birlikte İzmit Körfezi'nde hidrojen sülfürün 34 metre derinliğe kadar çıkmasıyla ilgili gelişmelerin şaşırtıcı olmadığını belirterek "Orada (İzmit Körfezi) zaten yaz aylarda bu olmaktadır. Şaşırtıcı bir durum değil, müsilaj ile ilgili değil." olarak belirtildi.

kuresellesen dunyamizda cevre sorunlarimiz neler 3

Peki çölleşme,

Çölleşme, iklim değişikliği ve topraktaki besin maddelerini azaltan sürdürülebilir olmayan tarım, madencilik, aşırı otlatma, ormansızlaştırma ve benzeri insan faaliyetleri ile kurak arazilerin sürekli olarak bozulması sonucu meydana gelir. Çölleşme ve kuraklık doğayı, nüfusu, ekonomiyi gibi birçok alanı etkiler. Bu nedenle biyolojik çeşitlilik, yoksulluğun ortadan kaldırılması, gıda, sosyo-ekonomik istikrar ve sürdürülebilir kalkınma üzerinde ciddi etkileri olan küresel bir konudur. Çölleşme ve kuraklık arttıkça, insanlar, hayvancılık ve çevre üzerindeki etkileri yıkıcı olabilir. Çölleşme ve kuraklık dünyada 169 ülkeyi, yaklaşık 1,5 milyar insanı ve dünya kara alanlarının yaklaşık yüzde 25’ini etkilemektedir. Çölleşme, önümüzdeki 10 yıl içinde dünyada yaklaşık 50 milyon insanı yerinden edilebilir. 2030 yılına kadar, gıda üretimi için 300 milyon hektar daha fazla arazi gerekecek.

kuresellesen dunyamizda cevre sorunlarimiz neler 4

Denizlerimizdeki petrol kirliliği ne olacak peki?

Bütün denizlerdeki petrol sızıntıları, gemilerden sızan petrol kalıntıları, gemilerin kaza sonrası denize dökülen petrol deniz ekosistemi için zararlı etki yapar. Ancak bu etki petrolün miktarına, dağılımın oranına, dağılan alanın yapısına bağlı olarak değişir. Örneğin, petrol kirliliğinin balıkçılığa etkisi en çok üreme ve göç dönemlerinde ve İstanbul boğazı gibi dar boğazlarda olur. Ekolojik veya biyolojik bir koridor görevi yapan bu tür boğazlarda görülebilecek petrol yayılmaları örneğin Akdeniz ve Karadeniz arasında olan başta balık göçleri zamanından olursa göçler etkilenirler. Ayrıca, yayılan petrolün balık avlama takımlarına verdiği zararlar da vardır. Bütün bu nedenlerle, balıkçılığa verilen zararlar hesaplanırken bütün bu etkiler dikkatlice incelenmeli ve geçmişe ve geleceğe dönük av değerleri tahminleri yapılmalıdır. Kaza sonrası genellikle tazmin konusunda taraflar farklı pozisyonlar alabilir. Bunu önlemek için bölgede daha evvel yapılmış petrol kirliliği izleme araştırmaları ile balıkçılık istatistiklerinden yararlanılır.

Balıkçılığa verilen zararlar için balık yetiştirilen alanlar, ağ kafesler, midye ve istiridye çiftlikleri, ağ dalyanlar ile olta balıkçıları dahil herkesin zararının tanzimi için çaba sarf edilir. Petrol yayılması balıkları üç şekilde etkiler. Bunların başında balıkların letal dozun üzerine çıkan ölümler gelir. Örneğin, bentik balıklardan dil, kalkan, pisi ve diğer balıkların ölümü buna örnektir. 1994’te olan Nassia kazası sırasında kaya balıkları ile genç kalkan yavruları da petrolden etkilenmişlerdir.

kuresellesen dunyamizda cevre sorunlarimiz neler 5

Diğer yandan, petrol kirliliğinde su ürünlerindeki lezzet değişimi ve petrol kokusu üreticileri zor durumda bırakır. Özellikle ağ kafeslerde yetiştirilen balıklar ile midye ve istiridye gibi türlerin kaçma şansı olmadıklarından petrol kokusu bu ürünlere sinebilir ve tüketime mâni olur, bu ise üreticiler için bazen büyük zararlara neden olabilir. Bu türlerin tüketimi için güvenilir laboratuvarlarda analiz  edildikten sonra yenilmesi tavsiye edilir. Bu durum özellikle geleneksel yöntemlerle balık avlayan balıkçılar için uzun dönemli zararlara neden olabilirler.

Evet bunlar sadece birkaçı, bu kazalar bu sorunlar biz durana kadar asla son bulmayacak ve biz dünyanın kutsal döngüsünü ne yazık ki bozmaya devam edeceğiz. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Kaynakça:

  • https://dergipark.org.tr/tr/pub/mkusbed/issue/19561/208526
  • https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/183184

 

Yazar: Gamze CİVELEK

 

Bizleri desteklemek ve tüm güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi sosyal medyada takip ediniz...
sosyal medya facebooksosyal medya instagramsosyal medya linkedin


sosyal medya twitter
sosyal medya telegramsosyal yousosyal meyda bip

Pin It

Destekleyenler

Welcome in the demo